Psikolog Özden Bademci, anne babaların çocuklarının bilgisayar ve televizyon karşısında geçirdikleri zamanı dengeleyebilmeleri için ne yapılması konusunda bilgi verdi…

Çocuklar, özellikle tatillerde en çok televizyon ve bilgisayar karşısında vakit geçiriyor. Oysa bu durum çocukların gelişimini olumsuz etkileyebiliyor. Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Bağdat Caddesi Polikliniği’nden Klinik Psikolog Özden Bademci, “Televizyon bir iletişim aracıdır. Çocuğun bir taraftan hayal gücünü beslerken bir taraftan da onu gitmediği yerlere götürüp ona görmediklerini gösterir, bilgilendirir. Ancak televizyonun aşırı izlenmesi çocuklarda obeziteden, sosyal gelişim geriliğine kadar pek çok olumsuz sonuçlar doğurur” diyor.
Bademci, 2 yaşından önce çocukların televizyon izlemelerinin onlara hiçbir katkısı olmayacağı gibi sadece zararı olacağını belirterek, televizyonun etkileri konusunda şunları söylüyor:

“0-2 yaş bebeklik dönemidir. Bu dönem bebeğin en çok iletişime, insan ilişkisine ihtiyacı olduğu dönemdir. Bu döneminde televizyon karşısında bırakılan bebeklerde gelişim gerilikleri görülmektedir. Ayrıca televizyondaki her program da çocuk için uygun olmadığından çocuğun kontrolsüz bir şekilde televizyon izlemesi onun yanlış şeyler öğrenip, korkular geliştirmesine ya da şiddete yönelmesine bile neden olabilir.”
1–2 saat izlenmeli
Anne babaların çocuklarının bilgisayar ve televizyon kullanımını dengelemesi gerektiğini vurgulayan Bademci, yapılması gerekenleri şöyle anlatıyor:
“Ebeveynlerin çocukların bilgisayar ve televizyon kullanımlarını dengeleyebilmeleri için sınırlar koymaları ve bu sınırları hayata geçirmeleri gerekir. Bu sınırların başında çocuğa belirli bir süre televizyon izlemesi için izin verilmesi ve o süre dolduğunda çocuğun tüm protestolarına rağmen televizyonun kapatılması gelir. Evde televizyon izleme zamanlarının da belirlenmesi gerekir. Ailenin bir arada olduğu yemek saatlerinde televizyonun açılmamasında yarar vardır. Anne babaların, çocuğun ne kadar süre televizyon izleyeceğine ve ne izleyeceğine karar verdikten sonra çocuğun izledikleri hakkında bilgi sahibi olması gerekir. Anne babaların çocuklarının ne izlediklerini bilmeleri, çocukları ile hem iletişim kurumalarına hem de var olan iletişimlerini geliştirmelerine yardımcı olur. Zaman zaman çocuğun izlediği programları beraber izlemek ve üzerine konuşmak, çocuğun sosyalleşmesine, iletişim becerilerini geliştirmesine yardım eder. Böylece televizyon çocuğun karşısında yalnızlaştığı, yabancılaştığı bir aktivite olmaktan çıkar.

Bilgisayar ve televizyona günde 1–2 saatten daha fazla vakit ayrılmamalıdır. Çocuk daha çok yalnız olduğunda bu türden aktivitelere yönelir. Televizyonun ödül ya da şantaj olarak kullanılmaması, ebeveynin meşgul olduğu zamanlarda televizyonun bir kurtarıcıya da dönüşmemesi gerekir. Çünkü böyle bir durum belirli bir program geliştirmenizi de engeller. Çocukların sağlıklı alışkanlıklar geliştirmelerinde anne babaların ne söylediklerinden çok ne yaptıkları, çocuklarına nasıl örnek oldukları daha etkilidir. Bu nedenle de anne babaların çocuklarına kazandırmak istedikleri alışkanlıkları önce kendi yaşamlarında uygulayabilmeleri gerekir.

Televizyon ve bilgisayar başında vakit geçirmek yerine çocuğun arkadaşları ile beraber olması onlarla oyunlar kurması kendilerinin üzerinde anlaştığı kurallar çerçevesinde zaman geçirmeleri onların hem deşarj olmalarını hem de iyi zaman geçirmelerini sağlar. Sokak oyunları da çocuğun sosyal ve duygusal gelişimine katkı sağlar. Bu oyunlar için de çocuklar belirli kurallara göre hareket etmek ve grup içinde hem kendi duruşlarını belirlemek hem de arkadaşlarına göre davranış geliştirmek durumunda kalırlar. Bu da onların sosyal becerilerini geliştirir.”


Sağlıklı Mangalın Sırrı

Türklerin Açık Hava Toplantılarının ve Tatil Günlerinin Vazgeçilmez Etkinliği Mangal Keyfini, Damak Zevkini Bozmadan, Küçük Değişiklik ve Hilelerle Sağlıklı Bir Öğüne Dönüştürmek Mümkün.
Türklerin açık hava toplantılarının ve tatil günlerinin vazgeçilmez etkinliği mangal keyfini, damak zevkini bozmadan, küçük değişiklik ve hilelerle sağlıklı bir öğüne dönüştürmek mümkün. ABD'nin en çok et tüketilen eyaleti olan Teksas'ta bulunan Teksas Üniversitesi Kanser Merkezi tarafından internette yayımlanan "Sağlıklı Mangal" başlıklı raporda, farklı kanser türlerinden korunmak için mangal keyfine yönelik öneriler yer alıyor.

Uzmanlara göre, uzun yıllar sağlık problemi yaşamadan mangal keyfi sürmek isteyenler, öncelikli olarak tükettikleri et miktarını azaltmak zorunda. ABD'li uzmanlar, sofraya et ve et ürünlerinin yanı sıra, mangalda pişirilmiş farklı sebzelerin de eklenmesini öneriyor.
Uzmanların ikinci önerisi ise kırmızı et tutkunlarının zaman zaman tavuk ya da balık gibi daha sağlıklı etleri deneyerek mangal yapmaları.

-YANAN ET KANSEROJENDİR-

Tüketilen et miktarının azaltılması ve çeşitlendirilmesine ek olarak, bazı farklı pişirme yöntemleri kullanarak kanserojen maddelerden uzak kalınabileceğine dikkat çekilen raporda, Amerikan Kanser Araştırmaları Enstitüsünün, "hangi türden olursa olsun, yanan etin kanserojen maddeleri açığa çıkardığı" yönündeki uyarısına vurgu yapılıyor.
Teksas Üniversitesi raporunda, kanserojen maddelerden korunmak için şu önerilere yer veriliyor:
* Et yerine balık tercih edin. Balık et ve tavuğa göre daha az yağ içerdiğinden, ateşe damlayan yağ ile açığa çıkan kanserojen madde de az olur. Ayrıca, mangalda pişmek için daha az zaman gerektiren balık, sağlık açısından da avantaj sağlar.
* Önceden Pişirin. Mangal üzerinde uzun süre yüksek ateşte kalan gıdalarda kanserojen madde açığa çıkar. Etinizi mangala atmadan önce beş dakika pişirirseniz, lezzetinden ödün vermeden, potansiyel tehlikelerden uzak durmayı başarırsınız.
* Mangalınızı hafifçe yağlayın. Mangalı biraz yağlamak, zararlı maddelerin ete yapışmasını engellediği gibi, et ya da balığın parçalanmasını da önler. * Isıyı düşürün. Kömür kullanımında çok yüksek ateşi tercih etmemek, yanan kömür ile üzerine konulan ürün arasında mesafe bırakmak, küçük önlemler olarak görülse de sağlık açısından büyük fayda sağlıyor. * Mangalınızı iyi temizleyin. Mangalınızı her kullanımdan sonra çok iyi temizleyerek, oluşmuş kanserojen maddelerin bir sonraki yemeğinize aktarılmasını önlemiş olursunuz.


 
Bugün 1 ziyaretçi (7 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol